Gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerdeki ekonomik büyüme modellerine bir göz atın

Aristo, devleti ulus denen bir grup insan tarafından yaratılan bir güç örgütü olarak adlandırdı. Bu arada Hans Kelsen, devleti herhangi bir zorlama olmaksızın birlikte yaşamak için sosyal bir düzenleme olarak tanımlıyor. İlerleme düzeyine göre ülkeler, gelişmekte olan ülkeler ve gelişmiş ülkeler olarak ikiye ayrılır.

Gelişmekte olan ülkeler, yeni bağımsız olan veya aktif olarak gelişmekte olan ülkelerdir, gelişmiş ülkeler ise ülkelerini geliştirmeyi başaran sanayi ülkeleridir.

Yolculuğunda bir ülkenin ekonomik kalkınması, insan kaynakları, doğal kaynaklar, sermaye oluşumu ve teknoloji düzeyi olmak üzere dört sektöre bağlıdır. Aşağıda, bir ülkenin büyüme modelini belirlemek için bu sektörlerin her birini tartışacağız.

İnsan kaynakları

Hem kurumlarda hem de şirketlerde itici güç olan üretken bireyler, eğitilmesi ve geliştirilmesi gereken varlıklar olarak işleve sahiptir. Uzmanlık, güçlü yönler, zihniyet ve yönetim gibi insan kaynaklarından elde edilen varlıklardan bazıları.

(Ayrıca okuyun: Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin özelliklerini öğrenin)

Doğal Kaynaklar

Doğal kaynaklar, doğadan gelen ve insan yaşamının ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılabilen her şeyi ifade eder. Doğal kaynaklara örnek olarak madencilik, tarım, sanayi ve balıkçılık verilebilir.

Sermaye oluşumu

Sermaye oluşumu, üretiminin bir kısmını yalnızca ihtiyaçların veya tüketimin karşılanması için değil, sermaye mallarının üretimi için kullanan bir topluluk faaliyetidir. Örneğin, palmiye yağı plantasyonları sadece ham petrol değil aynı zamanda yemeklik yağ da sağlar.

Teknoloji Düzeyi

Son olarak, teknoloji seviyesi. Teknoloji seviyesi, insanların ihtiyaç duyduğu malları sağlamak için mevcut kaynakları işlemenin bir yoludur. Örneğin, geçmişte insanlar hala elle pirinç hasadı yapıyorlardı, ancak şimdi insan gücünün yerini alabilecek makineler var.