Hoşgörü, hem okulda hem de çevrede sıklıkla duyduğumuz bir kelimedir. "Söz", dünyadaki etnisite, din, ırk ve grupların çeşitliliği içinde ilerleme, barış ve ulusun bütünlüğünü yaratmanın anahtarlarından biridir. Ama hoşgörünün ne olduğunu biliyor musun? Ve bu günlük yaşamda uygulandı mı?
Big World Language Dictionary (KBBI) 'de hoşgörünün anlamı, yani kişinin kendi duruşundan farklı veya aykırı bir duruşa (fikir, görüş, inanç, alışkanlık, davranış vb.) Hoşgörülü olmak (saygı duymak, izin vermek, izin vermek) anlamına gelir. Hoşgörü, başkalarının duygularına saygı duymak (saygı duymak) anlamına gelen tolerans olarak da adlandırılır.
Dünya, çeşitli etnik kökenleri, dinleri, ırkları ve grupları ile diğer ülkelere kıyasla benzersiz bir ülkedir. Bu nedenle, toplum çeşitliliğini sürdürülebilir kılmak için belirli çabalara ihtiyaç vardır.
Dünya vatandaşları olarak, etnik kökenlerin, dinlerin, ırkların ve grupların çeşitliliğini korumak için, yani toplumdaki sosyal değerler ve normlardaki farklılıklara saygı duyan bir tutum geliştirerek yapabileceğimiz çeşitli çabalar var. Bunun yanı sıra etnik köken, ırk ve grubun kendisiyle ilgilenmez. Sonuncusu, dini hayatta hoşgörü tavrı geliştirmektir.
Çokkültürlü Eğitimin Önemi
Etimolojik olarak çok kültürlü, multi (çok) ve kültür (kültür) kelimesinden oluşur. Dolayısıyla, çokkültürlülük, kültürel çeşitliliğin gerçekliğini ifade eden başka bir kelimedir. Çok kültürlü eğitim, kültürel farklılıklara saygı gösteren eğitim mekanizmaları aracılığıyla güçlü bir kültürel dönüşüm stratejisi sunarak kültürü yönetmede bir strateji olarak kullanılmalıdır.
(Ayrıca şunu okuyun: Yaşamın Çeşitli Alanlarında İşbirliğini Anlamak)
Bu çabanın yapılması gerekiyor çünkü kültürü yönetme stratejisi olmayan bir ulusun akışa kolayca taşınması, dolayısıyla yerel ve ulusal kimliğini kaybetmesinden korkuluyor.
Çok kültürlü eğitimi geliştirmenin bir yolu da yaygın eğitimdir. Örneğin, dini kurumlar aracılığıyla, seminerler ve eğitimler gibi etkinlikler yoluyla.
Bir Hoşgörü Tutumu Geliştirin
Toplumdaki çeşitliliğin çatışmaya yol açan çatışma ve bölünmelerin ortaya çıkmasında bir etken haline gelmemesi için hoşgörü, karşılıklı saygı ve saygı tutumunu gerektirir. Hem bir birey hem de sosyal bir varlık olarak, ihtiyaçlarını karşılamak için diğer insanlarla ilişki kurabilmeleri gerekir ve bu yerine getirilmesinde gruplar, gruplar veya genel halk arasında etnik köken, ırk, din veya sınıfla ilgili çatışmalar olabilir.
Bu nedenle, Dünya'nın iyi vatandaşları olarak, barışçıl, uyumlu, barışçıl ve Dünya ülkesinin bütünlüğünü koruyan bir yaşam oluşturmak için dinsel inananlar arasında hoşgörüyü sürdürmek ve aralarında var olan hak ve yükümlülüklere saygı duymak gerekir.